37.SOHBET: ŞEYH ŞAMİL HAZRETLERİ

37.SOHBET: ŞEYH ŞAMİL HAZRETLERİ

Hoş geldiniz. Safalar içinde kalın. Sıkışın. Sıkışın…

Ve Aleykum Selâm, Rahmetullahi ve Berekatullahi.

Hu!..  Hu!.. Geçin oturun.

Dışarı soğuk yahu. Allah, Allah! Niye böyle yaptı yahu? Altmış yıldır görülmemiş soğuk. Bir hayır var inşallah. Bir hayır var yani. İnşallah, ondan on beş gün sonra vuracağını, şimdi vurdu. Çiçekler açmadılar. Ölürdü ya!..

Bugün çok rahatsızım. Üşüttüm. Soğuğa hiç dayanamam. Evin içindeyim. Örtüyorum.

Musa Aleyhisselâm’ın bir hikayesini söyleyeyim size. Kendimizden…

Aleykum Selâm. Hoş geldin. İyisin Hacı Yusuf?

“Çok şükür Efendim!”

Çok şükür. Şimdi hepsi gelene kadar, bir Haşr okuyalım da sizi imtihan etsin. Hepsini ezberledi. İyi mi? Onun için okusun. Ezberledi… Hacı Yusuf, oku!..

“Bismillahirrahmanirrahim.”

Huvallahüllezi lâ ilahe illâ Hu.

Alimül gaybü veş şehadeh

Huver Rahmanir Rahim.

Huvallahüllezi lâ ilahe illâ Hu

El Melikül, Kuddüsüs, Selâmül, Müminül,

Müheyminül, Azizül, Cebbarül, Mütekebbir;

Sübhanallahi amma yüşrikun.

Huvallahül Halikül, Bariül, Musavviru, lehül Esmaül Hüsna;

Yusebbihu lehu ma fissemâvati vel ard,

Ve Huvel Azizül Hakîm.

 

Huvel Evvelü, vel Ahirü, vez Zahirü, vel Bâtınü,

Ve Huve alâ külli şeyin Alîm.”

 

Amenna ve Saddakna. Allah rızası için, Lillahil Fatiha!..

Hacı Yusuf’a bu ayeti şerifi okutturdum ki bunlar utansınlar. Öğrensinler. Hacı Yusuf, daha Türkçe bilmiyor. Arapça da bilmiyor ama, bunu öğrenmiş. Ya. Aferin Hacı Yusuf.

Cümleten hoş geldiniz. Gelin, daha yer var. Sıkışın yer var. Ayakta kalmayın.

Sen bir şey getirmiştin. Ondan bir tane getir, oku. Oku bakalım. Ne var içinde?..

“Bismillahirrahmanirrahim.

Kıymetli dualar. İmam Gazali Hazretleri. İhyâ-u Ulûm’id-dîn’den…”

Elhamdülillah! Evet… Amin.

“Bismillahirrahmanirrahim. Ya Bediüs Semâvatı Vel Ard. Ya Zülcelâli Vel İkram. Ecirni Minennar. Ecirni Minennar. Ecirni Minennar. Ya Aziz, Ya Kerim, Ya Rahman, Ya Rahim, Ecirni Minel Azabil Elîm.”

Amin…

 

Cuma Duaları

Bir dakika bunu, bir çok cuma günü buradan söyledik. İnşallah ezberleyin bunu. İyi mi? Ezberleyin, iyi olur.

Bismillahirrahmanirrahim. Bir şey okuyacağın zaman bunu oku, Şimdi hutbede okudu. Hoca, cuma günü her hutbede okunuyor. Bismillahirrahmanirrahim, çekersen ayet oluyor. Bismillahirrahmanirrahim demeden okursan, hadis-i şerif oluyor. Bunu da muhakkak okuyalım.

Abbasi hükümetlerinden bir halife diyor ki: “Eğer Allah’ın Resulü’nden korkmasaydım,” diyor, “Hutbede okunan şu ayeti… Hep bu ayeti okurdum.” diyor. “Başka bir şey okumazdım.”  “İnnâllahe ye`mürü bi`l - ‘adli ve`l – ihsâni ve itâi zil-kurba ve yenhâ ‘anil - fahşai ve`l - münkeri ve`l - bağyhttp://www.forumalev.net/images/smilies/nokta.gifYe‘ızuküm le‘alleküm tezekkerûn.” (Nahl Suresi Ayet 90) Başka hiçbir şey okumazdım.”

Hutbede okunan; hem ayet, hem hadis.

Bismillahirrahmanirrahim. Şimdi ayet oluyor. Birisi alsın. Verin arkadaşlara…

“İnnâllahe ve melâiketehü yüsallüne ‘ale`n-Nebiyhttp://www.forumalev.net/images/smilies/nokta.gif Ya eyyühe`l-lezine amenü sallü aleyhi ve sellimü teslima"

Vekaletten, nüfus işlerinden biri vardı. Allah’ın rahmetine karıştı. Siz görmediniz… Her gün buradaydı, her gün. Emekliydi, dertliydi. Devam etti, etti. Sonunda biraz, aklı başına geldi.

Dedi ki: “Yahu, ben Allah’a teslim oldum.”

Daha mı, şimdi mi oldun?

Nafi; “Evet,” diyor. “İşte sonundaki ‘teslima’ var ya? Bu ayette, onu okudum. Şimdi anladım.” diyor. “Altmış yaşımdan sonra, şimdi anladım.”

Onu arkasından, Cuma günü sonunda Ahmet’in şimdi okuduğunu… Ama, her namazın arkasında okuyabilirsin. Bunu birkaç defa söyledim.

Ya Bedius semâvati vel arz; Yerin, göğün sahibi Allah’ım! Sana sığınırım. Ya. Ya. Bedius; yerin, göğün sahibi Allah’ım! Ya Bedius semâvati vel arz!

Ya zül Celâli vel İkram; İkram Sahibi’sin. Beni boş gönderme. Elimi, gözümü, içimi, dışımı Sana açmışım. Sen Ganisin! Ya Allah’ım! Zül Celâli vel ikram.

Ecirni minennar; Dünya afetlerinden, azaplarından, ahiret azabından, nar-ı cehennem ateşi… Şimdiki kullandığımız dille, ateş. Onu da benden koru. Ecirni minen nar.

Ya Aziz! Doksan dokuz Esma’da var. Ya Aziz, Ya Kerim, Ya Rahman, Ya Rahim! Neccini minel azabil  elim; Dünya afetlerinden, cinni tayfasından, peri tayfasından, görülmez kaza belalarından da bizi koru Allah’ım! Manası burada. Mana daha büyüktür ama, kısa kestim.

Ecirni minennar… Ya Aziz, Ya Kerim, Ya Rahman, Ya Rahim. Neccini minel azabil elim! Onların azaplarından, dünya, ahiret azabından, bizleri koru!

 

Hazreti Fatma Validemiz

Tekrar edelim. Hz. Fahri Kainat Efendimiz (Allah Ondan Razı Olsun), gözümüzün nuru, kalbimizin süruru, evveli ve ahiri, zahiri ve batını!.. Hz. Fahri Kainat Efendimiz (Allah Ondan Razı Olsun) namazdan çıkarken, Hz. Fatma’nın hane-i şerifine giriverir.  Allah cümlemizi, İslam Âlemi’ni şefaatine nail etsin. Amin. İslam Âlemi’ne dahil olmayanları da, onlara da nasip etsin. Amin.

Kızıyla, Hz. Fatma’yla Selâm, kelâm, hoş beş ettikten sonra… Burada çok işler var. Hz. Fatma arpayı, el değirmenini çekiyor ki un olsun. Saç ekmeği pişirsin. Saç ekmeği… İmam-ı Hasan, İmam-ı Hüseyin Efendimiz küçük. Birbirleriyle oynuyorlar. Annelerinin sırtına atlıyorlar. O el değirmeniyle, onlar da oynuyorlar. Bu anda, Allah’ın Resulü tecelli ediyor. Oturuyor. Hz. Fatıma kalkıyor. Mübarek ellerini öpüyor. Bize de nasip olsun inşallah. Amin. Zahir, batın olsun.

“Efendim. Hoş geldin. Safa geldin.” Hz. Fatıma, bir ricada bulunuyor. Hasta, zayıf, iki de çocuk var. “Babacığım işte…” Burada, büyük bir mana var. Diyor ki: “Babacığım, canım sana feda. Halimi görüyor musun?”

“Görüyorum kızım, görüyorum.” diyor.

“Mescidin etrafında… Mekke’den muhacirler, Medine’nin içinde de çok aç, susuz olanlar var. Mescidin etrafı onlarla dolu. Ya birisini tembih edersin; ya her gün birisi gelse, şu el değirmeni işini üzerimden kaldırsa. Allah ne vermişse. Burada da karnını doyursa, gitse. Olmaz mı babacığım?”

Ama, ikisi de gözyaşıyla böyle…

“Benim gözümün nuru kızım.” diyor. “Olur ama. Beni, büyük bir işe bağladın.” diyor. “Bak, binlerce insan mahiyetimde, hepsi aç, susuz. Arzuyla onu yaparlar.” Ancak “Senin dediğin, benim nefsime dokunuyor. Ben, nefsim için kimseye emredemem. Kendi işimde, kullanamam.” diyor.

İşte bu büyük iş. Hepiniz, ona göre hareket edin inşallah. Evin dahilinde bile. Bakarsın yorgunluk var, hasta var. Hemen… Sen sağ sağlamsın. İster çocuklara, ister hanımına. Yani biliyorsun ki “Bana bir su ver ya bir çay pişir.” dersen, biliyorsun ki rahatsız olacak. Kaldırma... Söyleme… Evin içinde; kalkın, kendiniz yapın. O da yesin, siz de yiyin. Beraber. Muhabbet edin. Zoruna gidiyor çünkü.

Diyor ki: “Kızım! Gözümün nuru! Ben kendi arzum için, işim için, hiç kimseye emretmemişim.” Halbuki o anda, binlerce kelle kesiyor. O, Allah için! O kelle kesme, vurma kırma, Allah için! Sen gel de Fatma’nın şu işini yap. Benim de bu işimi yap da öğrenesin. Bunu benden isteme, diyor. “Ben fırsat buldukça gelip, sana yardım ederim.” Evet… Fırsat buldukça. Yalnız sana bir dua öğreteyim, diyor.

Bunu inşallah. Merhamet sahibi olun. Şefkat, merhamet sahibi olun. Gayretli olun. Hep karşıdakinden beklemeyin. Biraz da siz ilave edin. Hep karşıdakinden beklemeyin. Siz hizmet edin.

Gençlere çok lazım bunlar. İyi mi? Evleneceksiniz, hayat sahibi olacaksınız. Beraber, hep beraber. Allah’ının Resulü… Hepiniz biliyorsunuz. Hadis okuyanlar… Hangi hanımın evine gitmişse; “Bir iş var mı, bir şey, bir vazife var mı? Ben de yapayım.” der, yaparmış. Halbuki tek başına, arzularına göre, yok. O da yaparmış. Beraber.

“Sana bir dua öğreteyim.” diyor. “Bu duaya devam et.” Ve işte bunları öğrenelim inşallah. “Buyurun babacığım.” diyor.

“Ya Evvelil Evvelin, Ve Ya Ahiril Ahiriyn, Ve Ya Zülkuvvetil Metin, Ve Ya Rahmanil Müstahsiyn, Ve Ya Hüve Erhamer Rahimiyn.”

Ya Evvelil Evvelin; sonu olmayan, bir evvel… Allah her yerde.

Ya Ahiril Ahirin; sonu olmayan bir ahir. Ne? Allah!.. Her şey biter. Allah! Âlem yok iken,  Allah vardı.

Ya Evvelil Evvelin; dünya yok olacak, gene Allah var.

Ya Ahiril Ahirin. Ya Zil Kuvvetil Metin; Allah’ım bana, güç kuvvet ver manasına. Kuvvet malumdur. Metin, Metin de gene kuvvetli. Doksan dokuz Esma’da da geçer. Güç kuvvet. Yerden gökten hakim olan gene Allah. Gücü, kuvveti veren Allah.

Ya Zil Kuvvetil Metin. Ya Rahman! Rahman sıfatıyla, hepsi dahil. Ya Rahmanil müstağsin.

Ya Hüve Erhamer Rahimin. Yani medetine, imdadına gücü kuvvet. Maddi manevi ibadeti taatine, işime; bunu öğrenin her yerde okuyabilirsiniz.

Ya Zil Kuvvetil Metin. Ya Rahmanil müstağsin. Ya Erhamer Rahimin. Rahman sıfatıyla örtüyor üzerine. Ya Hüve Erhamer Rahimin diye, kesiyor.

“Peki babacığım. Peki babacığım.” diyor. Ve oturuyorlar da beraber biraz değirmen çekiyorlar. O vazifeyi, baba kız yapıyorlar.

 

Merhamet-i İlahî

Allah, bu Merhamet-i İlahi’yi hepimize versin inşallah. Amin. Dahilden, hariçten, hepimize versin. Bu Merhamet-i İlahi!..

Dahilden, hariçten dedim de bir şey daha aklıma geldi. Büyük bir zat… Şam olacak. Şam’a kadar gelmişlerdi. Allah’ının Resulü, orduyla Şam’ın içine girmemiş. Şam’a girmemiş... Şam şimdiki gibi. Şatafatlı, bol bir hal. Bunun üzerinde, hadislerde çok duruyorlar…

Allah’ının Resulü, niye Şam’a girmedi? Bir rivayet, Nuh tufanı Şam’a girmemiş. Ne hikmetse? Böyle tefsir ederler. Sonra da… Alimler, böyle tefsir ederler. Bir rivayet de çok faciat içindeymiş Şam. Toprağı, bağı, bahçeyi ve askeri orada… Yemeden geri çekilsin diye. Fenalık tarafından girmemiş yani. Böyle çok rivayet var. Şam üzerine… Şam’da da çok büyük insanlar yatıyor.

Allah’ının Resulü’ne bağladık bu son duayla. Hz. Fatma’ya söylediğiyle. İkisini de. “Ya Bedius Semâvati vel Ard.” Bunları vereceğiz. Biraz, o eksiği düzeltin. “Ya Evvelil Evvelin,” Ötekilerin arkasından gelecek. Bunlar bize lazım. Lazım olanı; Peygamber Efendimizin Hadis-i Şerif’i, malum hepimiz biliyorsunuz. “İlim Çin’deyken, gidin öğrenin.” diye. Bak, ilim elimizde. Burada. İçinde iken, güler yüzle, tatlı dille, sohbet ile öğrenelim. Çin’e gitmeyelim. İşte elimizde. Noksanlarımızı ifâ edelim. İnşallah. İyi içimizde, birbirimizden soralım, öğrenelim işte.

 

Faydalı Dualar

“1. (Hazret-i Fatma’ya Sevgili Peygamberimizin tavsiye ettiği dua:)

“Ya Evvelil Evvelin, Ve Ya Ahiril Ahiriyn, Ve Ya Zilkuvvetil Metin, Ve Ya Rahmanil Müstağsiyn, Ve Ya Hüve Erhamer Rahimiyn.”

Bildim oraya geleceğinizi, geldi… Evet. Kadınlarımız oraya giriyor. Orayı yanlış anlamışsın. İyi devam et. İyi devam et inşallah. İyi devam et inşallah.

Bu dua bize çok lâzım. Sıkıntıda lâzım, ibadette lâzım, açlıkta lâzım. Hastalıkta lazım. Her şeyde lâzım bu dua. Elhamdülillah. Evet… Melek yaratır. Evet. Her bir Erhamer Rahimin demesinde… Ya Hüve Erhamer Rahimin. Birahmetike, Ya Erhamerrahimin! Yeryüzü meleklerle dolup taşsın. Amin.

“2. Allahümme Salli Alâ Muhammedin Ve Alâ Âli Seyyidina Muhammed, Bi Adedi Külli Dâin Ve Devâin Ve Barik ve Sellim Aleyhi Ve Aleyhim Kesira.”

(Bu salavat 3 defa okunur. İlk iki defasında Kesira diye biter, üçüncüde Kesiren Kesira diye okunur.)

Elhamdülillah. Amin. Amin… Devam.

“3. Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammedin Ve Alâ Ali Seyyidina Muhammed. Ve Alâ Seyyidina Cebrail Ve Mikail Ve İsrafil Ve Azrail, Ve Hameletil Arşi Ve Melâiketil Mukarrebine Ve Cemi Enbiyai Ve Evliyai Vel Mürseline Alâ Külli Ecmain.”

Uzay âlemini, yeri göğü!.. Salavat-ı Şerif. Cebrail ve Mikail ve İsrafil ve Azrail ile. Amin Cümlemize inşallah. Geçmişe, hayatta olana, cümlesine.

“4. Rabbena Âtina Fiddünya Haseneten Ve Fil Ahireti Haseneten Ve Kınâ Azaben Nar, Edhilnel Cennete Meal Ebrar, Ya Azizü Ya Gaffar, Ya Rabbel Âlemin.”

(Ey Rabbimiz, bize Dünya ve Ahirette iyilikler ver, cehennem azabından kurtar, cennete iyi kullarınla ithal eyle; Ey Büyük, Ey affedici, Ey Âlemlerin Rabbi Allah’ım.)

Salâten Tüncina!.. Amin. Öğrenin bunları. Öğrenin. Vereceğiz hepsini inşallah. Amin, amin. Amin deyin! Mesela burada, on defa, Birahmetike, yüz defa Birahmetike Ya Erhamerrahimin diyebilirsiniz. Evet…

“5. Salli Ve Sellim Ve bârek alâ Habibike Muhammed Mustafa, Ve Alâ Cemi Enbiyai Vel Mürselin, Vel Evliyai Vel Ulemai Veşşühedai Vessalihin, Amin, Vel Hamdülillahi Rabbil Âlemin.”

Amenna ve Saddakna. Amin. Allah rızası için, Lillahil Fatiha!

 

Bin Tane Yazsa, Dağıtsa; Cennetliktir

Onun birini ver. Ötekileri arkadaşlarına, hepsine ver. Birisini bana ver. Bunu düzelt, biraz daha ilave et. Çokça bastır. Gelen gidene ver. Ver arkadaşlara, hepsine verebilirsin. Bir tane de buraya ver. Ne kadar ederse? Evde okuyun. Çocuklarınıza okuyun, ana babaya okuyun. Kardeşlerinize okuyun. Elhamdülillah! Okuyun, okuyun.

Bunu çok oku. Ki şimdi yine okuyalım inşallah. Şu İsm-i Şerif’i. Ki Hz. Muhammed’in gösterdiği şu “İsmi’ni”, bir hadis-i şerifin mealinde gördüm. “Kim ki bin tane,  kâlem ile yazsa…” Şimdi işler çok kolay. Bin tane, Ya Muhammed! Bu kadar… “Bin tane yazsa, dağıtsa Ümmetime; cehennem yüzünü görmez. Cennetliktir.” diyor. Müjde veriyor ona. Hepiniz bastırabilirsiniz, aynı şeylerden koyabilirsiniz. Alın, okuyun!..

Aynı. İsmi’yle beraber, bunu çok bastırdık. Sizlere de nasip olsun inşallah. Bunu durmadan basıyoruz. Bunu kitapların içine koyduk. Peygamber Efendimiz (Allah Ondan Razı Olsun)’in ismi şerifidir. Şimdi bunun içine yazdın mı? Bunun İsmi de inşallah. Yazarken şurada, Türkçeyle, “Ya Muhammed!” diye yaz. Altına, anladın değil mi? Bundan da biraz bastıralım. Almayan alsın.

Evet… İçini oku. O şiirler de çok hoşumuza gidiyor. Allah’ın Resulü’ne iltica ediyorlar. O da dua yerine geçer. Yani bunu ezberlersen, namaz duasında okursan, dua yerine geçer. Oku. Çok güzeldir okuyun. Böyle gözyaşıyla inşallah. Ah! Çok gönderdim. Hicaz’a gidene, hepsine gönderdim. Orada okuyun. Orada okuyun, dedim ha!..

 

Nat-ı Şerif’ler…

Server-i âlem sana aşık olup da, yanarım!

Her nerede olsam o güzel Cemâlin ararım.

 

Kabe kavseyn tahtının Sultanı Sen, ben hiçim.

Misafirinim dememi saygısızlık sayarım.

 

Her şey cihanda senin şerefine yaratıldı,

Rahmetin bana da yağsa, o an olur baharım.

 

Acıyıp bir bakınca, ölü kalpler dirilttin,

Sonsuz merhametine sığınıp, kapın çaldım.

 

İyilik kaynağısın, dermanlar deryasısın!

Bir damla lütfet bana, derde devasız kaldım.

 

Herkes gelir Mekke’ye, Kabe, Safa, Merve’ye,

Ben ise Senin için dağlar tepeler aştım.

 

Elhamdülillah. Elhamdülillah… Gitmeyene, cümlesine nasip olsun inşallah. Amin. Amenna ve Saddakna.

Saadet tâcı giydirildi, rüyada başıma,

Ayağın toprağı serpildi yüzüme sanarım.

 

 

Mevlâna Halid Zülcenahin Hazretleri

Bu Saadet Tac’ı, Şam’da yatan Mevlâna Halid Zülcenahin Hz.’ne…  Abdullah Dehlevi Hazretleri’nden Nakşi tarikatını alan. Anadolu’ya da, O’nun elinden hep gelmiş. Bu Saadet Tac’ı, O’na giydirilmiş. Yani rüyada. Yani Peygamber Efendimiz (Allah Ondan Razı Olsun) tarafından giydirilmiş. Gavsiyet makamına yani. Evet… Mevlâna Mehmet Halid-i Bağdadî. Çok işitirsiniz inşallah. Amin. Evet, oku…

 

Ey Camî Hazretleri, sevgilimin bülbülü,

Şiirlerin arasından şu beyti seçtim aldım:

 

“Aşkına susamış bir kuru yaprak gibi,

Bir damlacık umarak, ihsan deryana vardım.”

 

Ey günahkarlar sığınağı, sana sığınmaya geldim!

Çok kabahatler işledim, sana yalvarmaya geldim!

 

Karanlık yerlere saptım, bataklıklara saplandım,

Doğru yolu aydınlatan ışık kaynağına geldim.

 

Çıkacak bir canım kaldı, ey bütün canların canı!

Uygun olur mu söylemek, canımı fedaya geldim.

 

Dertlilere tabipsin, ben ise gönül hastası,

Kalb yarama deva için, kapını çalmağa geldim.

 

Cömertlerin kapısına, bir şey götürmek hatadır.

Basmakla şeref verdiğin, toprağı öpmeye geldim.

 

Günahlarım çok, dağ gibi, yüzüm kara katran gibi,

Bu yükten ve siyahlıktan, tamam kurtulmaya geldim.

 

Temizler elbet hepsini, ihsan deryandan bir damla,

Gerçi yüzüm gibi kara, amel defterimle geldim.

 

 “Bir damla, bu günahlarımın hepsini siler, götürür.” diyor. İnşallah. Gidenler, hepiniz orada bir secde yaparsınız inşallah. İnşallah… 

 

Kapına yüz sürebilsem, ey canımdan aziz canan,

Su ile olmayan işler hasıl olur o topraktan.

 

Amenna ve Saddakna.  Amenna ve Saddakna.

Dua ediyoruz yani bunu ezberleyin dua yerine okuyabiliriz. Daha bundan büyük dua mı arıyorsunuz? Allah’ının Resulü’ne çünkü, müracaat ediyorsunuz. Evet… 

“Peygamber Efendimiz (Allah Ondan Razı Olsun)’e olan aşkının çokluğundan ve O’na kavuşmanın heyecanından dolayı gözünden sel gibi gözyaşı akıtan Şeyh Şamil, sürünerek Resulullah’ın huzur-u şeriflerine geldi. Başta Medine muhafızı Hafız Paşa, Seyyidler, dünyanın dört bucağından gelmiş hacılar, onu heyecanla takip ediyordu. Kabr-i saadetlerinin kıble tarafına geçip, mübarek ayak uçlarından Resulullah’a gönlünün en derin köşelerinden coşup gelen vecd ile:        

‘Esselatu vesselamu aleyke ya Resulullah!

Esselatu vesselamu aleyke ya Habiballah!          

Esselatu vesselamu aleyke ya Seyyidel Evveline vel-ahirin.’

Diyerek selam verince, Resulullah’ın selamına mukabelesi ile şereflendi. Orada bulunanların şahit olduğu bu hadiseden sonra, Şeyh Şamil, uzun müddet dua edip gözyaşı dökerek hasretini giderdi. Gönlündeki fırtınaları dindirdi.

Şeyh Şamil, Medine’de kısa süren bir hastalık devresinden sonra başında Kur’ân tilavetleri arasında, Kelime-i Şahadet getirerek, Hakk’ın rahmetine, sevdiklerine kavuştu. Medine’de Cennet-ül Bâki Kabristanlığı’na defnedildi.”

 

Şeyh Şamil Hazretleri

Elhamdülillah. Allah’ım muradını verdi. Hepimizin versin inşallah. Amin. Hepimizi Şefaat-i Muhammedî’ye nail etsin. Allah’ım!

Şeyh Şamil, onu işitmediniz gençler. Torunlarınız işitirler. Ona Çeçenler mi diyorlar? Şeyh Şamil! Beş yüz kişi, bin kişiyle, Rusya’nın Kızıl Ordusuna karşı, on sene harp yaptı. On sene!.. Bin kişi bile yoktu. Askeri, hepsi de yerli. Yerli silahları yani, Kızıl Orduya karşı geldiler. Rusya ordusu başa çıkamadı. Çar, zamanında onlarla baş edemedi. Barışalım, dediler. Şeyh Şamil’i elde ettikten sonra, bir daha ordusuna bırakmadılar. Oradan İstanbul’a gönderdiler. Sultan Hamit zamanında. O kadar darda kaldığı halde, düşmanlar mani oldu. Sultan Hamit, ona bir kuvvet gönderemedi. Osman, bir kalede esir kaldı. O aklıma geldi. Gazi Osman Paşa. Çok yardım, imdatlar göndermediler. Maniler içeriden… O da Rus çarına kılıcını çıkarttı. O zamanın adeti. Esir oldu. Beş, on kişi kaldı. Çar ayağa kalktı, dedi ki: “Bu kılıç, yalnız sana yakışır. Bin kişiden, yüz kişiye kaldın, devam ettin. Hatta bir sene. İstiyorsan, seni baş kumandan yapalım. Burada kal. İstemiyorsan, serbestsin.”Misafir ediyor. “İstanbul’a git.” diyor.

Şeyh Şamil’den aklıma geldi. Elhamdülillah. Muhammed Ümmeti’nden, böyle binlerce çıkıyor. Milyonlarca çıkmış Elhamdülillah. Bu zavallı, işte çekti. Son zamanında Sultan Hamit’e geldi. Sultan Hamit’ten müsâde aldı gitti. Hac vazifesini yaptı. Bu şiir, Mevlâna Mehmet Halid-i Bağdadi’nin. Okuyan Şeyh Şamil. Evet. Ötekini oku.

Bunları ayrı, ayrı kitaplarda veriyordum. Baktım o da uygun kaside. Birleştirdim. Orada, ikisi de Hz. Ekrem’e müracaat ediyorlar.

 

Sen Ahmedi Mahmudu Muhammedsin Efendim.

 

Sultân-ı rüsûl, şâh-ı mümeccedsin efendim 
Bî-çârelere devlet-i sermedsin efendim 
Dîvân-ı İlâhîde ser-âmedsin efendim 
Menşûr-ı le’amrüke mü’eyyedsin efendim 

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin efendim 
Hakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim 

Tâbiş-dih-i ervâh-ı mücerred güherindir 
Mâlişgeh-i ruhsâr-ı melik hâk-i derindir 
Ayîne-i dîdâr-ı tecellî nazarındır 
Bû Bekr Ömer, Osmân ü Ali yârlarındır 

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin efendim 
Hakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim 

Hutben okunur minber-i iklîm-i bekâda 
Hükmün tutulur mahkeme-i rûz-i cezâda 
Gül-bâng-i kudûmun çekilir Arş-ı Hudâda 
Esmâ-i Şerîfin anılır arz u semâda 

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin efendim 
Hakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim 

Ol dem ki velîlerle nebîler kala hayrân 
Nefsî deyü dehşetle kopa cümleden efgân 
Ye’s ile usâtın ola ahvâli perîşân 
Destûr-ı şefâ’atle senindir yine meydan 

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin efendim 
Hakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim 

Bir gün ki dalıp bahr-ı gama fikrete gittim 
İlden yitirip kendimi, bî-hodluğa yitdim 
İsyânım anıp, âkıbetimden hazer itdim 
Bu matlâ’ı yâd eyledi bir seyyid işitdim 

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin efendim 
Hakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim 

Ümmîddeyiz ye’s ile âh eylemeyiz biz 
Ser-mâye-i îmânı tebâh eylemeyiz biz 
Bâbın koyup ağyâre penâh eylemeyiz biz 
Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz 

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin efendim 
Hakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim 

Bî-çâredir ümmetlerin isyânına bakma 
Dest-i red urup, hasret ile Dûzâha kakma 
Rahm eyle amân, âteş-i hicrânına yakma 
Ez-cümle kulun Gâlib-i pür-cürmü bırakma 

 

Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammed’sin efendim 
Hakdan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim

 

Amin ya Rabbi! Amin!.. Maddî-manevî, dünyevî-uhrevî, Allah cümlemizi, Cemâli ile Şefaat ile müşerref kılsın. Allah Resulünü çok sevin! Sevin, sevdirin. Bilin bildirin, görün, başkalarına da gösterin. İnşallah. Amin.

Ya, bu sure de Yunus’un: Sevin, sevdirin. Bilin, bildirin. Görün, gösterin. Yani, hep benim demeyin, herkesin deyin! Verin, edin inşallah.

Bir Haşr… Kim okuyacak? Sen mi okuyacaksın? En sevdiğin birisine oku. Ruhu şad olsun.

 

“Bismillahirrahmanirrahim

 

Huvallahüllezi lâ ilahe illâ Hu.

Alimül gaybü veş şehadeh

Huver Rahmanir Rahim.

Huvallahüllezi lâ ilahe illâ Hu

El Melikül, Kuddüsüs, Selâmül, Müminül,

Müheyminül, Azizül, Cebbarül, Mütekebbir;

Sübhanallahi amma yüşrikun.

Huvallahül Halikül, Bariül, Musavviru, lehül Esmaül Hüsna;

Yusebbihu lehu ma fissemâvati vel ard,

Ve Huvel Azizül Hakîm.

 

Huvel Evvelü, vel Ahirü, vez Zahirü, vel Bâtınü,

Ve Huve alâ külli şeyin Alîm.

 

Sübhanel ebediyyül ebed

Sübhanel Vahidül Ahad

Sübhanel Ferdis Samed

Sübhane Râfi’issemâi bigayri amed

Sübhane men basadal arda alel mein cemed

Sübhane men halakal halka ve ahsahüm aded

Sübhane men kasemel rızka ve lem yense Ahad

Sübhanellezi lemyettekiz sahibeten ve la veled

Sübhanellezi lem yelid ve lem yuled

ve lem yekün lehu küfüven Ahad

Sübhane men yerâni

ve yesmeu kelâmi

ve yagfiru mekâni ve yerzugni

ve lâ yensâni.

 

Ammenna ve sadakna!   

Sübhane rabbike, rabbil izzeti amma yesifun, ve selamun allel mürselin velhamdülillahi Rabbil âlemin! Lillahil Fatiha!...

 

Kurban Bayramı

Allah kabul etsin. Amin. Allah cümlemize Rıza-i Şerif’ine, doksan dokuz Esma-i Şerif’e, bin bir İsmi Şerif’e, kainâtı kaplamış İsmi Şerifi’ne, Cenabı Hakk’ın… Amin. Habib-i Kibriya’nın da, maddî-manevî Cemâli’ni görmeyi cümlemize nasip etsin.

 Bütün Ümmet-i Muhammed’e. Ümmet-i Muhammed’e dahil olmayanlara, onlara da ilham vererek, onları da dahil etsin. Ümmet-i Muhammed’i dünya afetinden, düşmanların şerrinden, cinni-peri şerrinden, nefsimizin şerrinden korusun. Amin.

Gelecek Cuma günü, bayram değil mi? Cuma günü geliyor. Cuma gününe… Bayram-ı Şerif, hepsine kutlu olsun. Amin. Bütün Ümmet-i Muhammed’e, bütün İnsanlık âlemine. Kimileri gezmeye gidecek. İşleri, anayı, babayı, memleketleri dolanacak. Şimdiden bayramlaşıyoruz. Sizinle beraber, Allah kabul etsin. Amin. Allah, birçok bayramları ihsan etsin, göstersin inşallah. Amin. Memleketimizi iç ve dış düşmanlardan korusun. Amin. Güzel bayramlarımızı yapalım inşallah. Amin. Habib-i Ekrem’in Şefaati’ne, Cemâli’ne nail etsin. Amin. Şefaati’ne, Cemâli’ne nail olmak için, tekrar Lillahil Fatiha!..

Hicaz’daki de… Mekke’den, Medine’den… Hicaz’a giden. Evvelden Hz. Âdem’den, bu ana kadar; geçmişi ve hayatta olanı ve şimdi orada olan İslâm Âlemi’ne, Rıza-ı Şerif, Nur-u Muhammedî’yle kabul etsin inşallah. Amin.

Nur-u Muhammedî ile Ahkâm-ı Kur’ân’ı içten, dıştan eksik getirmesin. Devam ettirsin. Amin. Son nefese kadar, insanlığın son âlemine kadar Kur’ân’dan ayırtmasın. Resulün Şefaati’ne, Cemâli’ne nail etsin. Allah hepinizden razı olsun. Amin.

Tekrar bayramınız kutlu olsun. Bayramda, gelecek düşman tarafına dua edin. Allah, o şerlerinden bizi korusun. Amin. Hidayete getirsin. Onları bize dahil etsin inşallah. Amin. Hem onların şerrinden korusun, hem düşmanlarını da bize dahil etsin inşallah. Amin. Kelime-i Şahadet, Kelime-i Tevhidi de, onlara da nasip etsin.

Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Resulühu.

Lâ İlahe İllallah, Muhammeden Resulullah.

Bismillahirrahmanirrahim. İnnâllahe ve melâiketehü yüsallüne ‘ale`n-Nebiyhttp://www.forumalev.net/images/smilies/nokta.gif Ya eyyühe`l-lezine amenü sallü aleyhi ve sellimü teslima.

 

Bismillahirrahmanirrahim; Kur’ân’ın Özü

Şimdi girdiğimiz sonu… Bismillahirrahmanirrahim geldi de onun için buraya girdim. Allah, bütün Kur’ân’dan üç kelimeyi… Birisi, başta Kelime-i Şahadet. Onun altında yine, Kelime-i Tevhid. Ona benzer, onun arasında; her adımında, yemede içmede, oturup kalkmada; Bismillahirrahmanirrahim.

Kur’ân’ın özü. Kur’ân’ın baş tarafında, her ayetin başı. Adımınızda, kapınızdan çıkarken, girerken; iş yaparken, konuşurken. Lezzet alırsınız... Elinize bir şiir kitabı, neyse; bir şey alırsınız elinize. Bismillahirrahmanirrahim söyleyin, ondan sonra. Gazeteyi okuyun. Ne olur yani? Çocuklar okula gidiyor. Envai türlü kitapları var. Coğrafya, tarih vesaire. Yani ne olursa, yani Kur’ân ayeti orda yok. Hadis yok, hiçbir şey yok. Okuyacaksın. Bismillahirrahmanirrahim, diye oku. Çok faydalı yani. Her solukta, her nefeste maksat, Bismillahirrahmanirrahim. Devam edelim. İnşallah.

Kelime-i Şahadet, Kelime-i Tevhid canımız, ruhumuzdur. Onu unutmayalım. Gayret edelim. Biraz fazla, biraz fazla mesai yapalım inşallah. Allah cümlemizden razı olsun. Siz de birbirinizden razı olun. Allah ve Allah’ın Resulü, bütün Ümmet-i Muhammed’den razı olsun. Hz. Muhammed’in müsâde ettiği kadar, diğerleri de razı olsun. Amin. O’nun müsâdesiyle. Çünkü Rahman sıfatı, Rahim sıfatı, O’ndan tecelli ediyor. O’nu çok sevin. Allah hepinizden razı olsun.

Bismillahirrahmanirrahim’i onun için söyledim. Her ayetin başı. Bunu, Haşr Suresi’ni hepinize verdim. Lillahil Fatiha!..

 

Hadis-i  Erbain

Selim orda mı? Selim bak, o sarı hadisten kalmışsa ondan getir. Almayan alsınlar. Kalmamışsa, diğerinden getir. Hadisi almayan varsa, alın. İlk sayfayı oku. Getir, girişi oku. Almayan alsın. Getir. Dağıtın. Sen de orayı oku, girişi oku.

 

“Bismillahirrahmanirrahim.

Önsöz

Allah’a hamd olsun..

Ki O; zatı ile zatında ve zatı için esma ve sıfat tecellileriyle tecelli eder.

Ve O; sıfatının çokluğu ile, zatı birliğinde zahir olur.

Sonra O; nimetlerinin ve iyiliklerinin zuhur yerlerinde isim ve sıfatlarının gömleklerine bürünür de görünür.

Yine O; öyle bir zattır ki, kendi kendini gizlemiştir..

ve… saklanmıştır…

-Nerede?

Derseniz; deriz ki;

Gayb hali tekliğinde…”

Ya, ya, ya… Burası çok mühim. Burası…

“Hem de şanına yakışan bir gizlilikle…

Delilini isterseniz; işte O’nun kavli;

“Ben gizli bir hazine idim. Bilinmemi istedim.. Halkı bilinmem için yarattım…”

En kâmil, en tam bir mazhar olana Allahü Teâlâ’dan salat…

Ki O, en faziletli ve bu fazileti umuma şamil bir tecelligahtır…

Ve O, en güzel duyan olup, keza mana kokusunu da en çok alandır…”

 

Allah O kokuyu, O Rahmet’i, O Rıza’sını; bütün İslâm Âlemi’ne… Amin. Müsâde olursa; Allah’ın Resulü’nün tarafından; bütün insanlık âlemine… Amin. Nasip olsun O koku! Amin.

 

“Madde ve mana arasında, tam nailiyete eren, O olmuştur…

madde ve mana suretine yine haiz olan O’dur…

Nusha-i Kübra ile nüsha-i suğra’yı camii bir zattır.

Yani; Dünya ile ukbayı temsil eden zat…

O’nun ismi şerifi Muhammed’dir…”

 

Muhammed’dir! Muhammed’dir... Allahümme salli alâ Seyyidina Muhammed. Amin. Amin. Amin.

 

“İşte, Allahü Teâlâ’dan salat ve selâm dileğimiz bu zatadır…

Bütün âline… Pek keremli ve şerefli ashabına da olsun…

 

Şimdi kısaca derim ki;

Bu eser; Hadis-i Erbain’dir…

Kırk Hadis’tir… Hepsinden nübüvvet kokusu gelir. Mustafa buğusu tüter…

Bu hadis-i şerifler benim virdimdi…

Hepsini topladım, şerhettim… Ama bu şerhim, sofiye meşrebi üzerine oldu…

Yani; Tasavvuf…

Başarı dileğimi, yüce Allah’a arz ederim…”

           

 

Allah cümlemizi Şefaatine nail etsin. Rahmet-i Rıza’sına nail etsin. Amin. Almayan varsa söyleyin. Alın bak. Burayı okuyun. Burayı, her vakit okuyun.

Diyeceğiniz bir şey var mı? Dağılalım, iş başına. İş başına, ya Allah! Allah’a emanet olun. Allah tekrarına erdirsin. Oraya, hep selam söyleyin. Hadi bakalım, inşallah.

Allah tekrarına erdirsin. Bayram-ı Şerif’in cumalarına erdirsin. Bütün İslam Âlemi’ni sıkıntıdan kurtarsın. Amin. Kalkın! Hu! Hu! Hu! Devam yola! Yola devam! 
 

Gelirler, Zorla Kaldırırlar

Onun dermanı var. Akşam, yatsı namazının üzerine, on bir defa Kevser suresini oku; gelirler, zorla seni kaldırırlar. Hadi bakalım. Tembellik yapma. Hadi bakalım. Zorla kaldırırlar. Aferin sana.

Bak ne diyor? “Sabah namazına kalkamıyorum,” diyor. İlacı da, yatsı namazını bitirdikten sonra, duada on bir defa Kevser suresini okuyun. Allah’ın Resulü’ne müracaat edin. Ayağından tutarlar, çekerler. Kalkın, diye.

Kazasız, belasız olsun bayram. O kesilen kurbanların üzerine olsun. Amin. İnsanlar kurban olmasın. İyi mi? Kazasız, belasız inşallah. Kesilen kurbanlar var ya, trafiğe kurban giden insanlar, o kurbana binsin de trafikte gitmesin. İyi mi?.. Sıhhat ile, selâmet ile yine, yuvana döndürsünler. Allah’a emanet olun, en büyük dua. Allah’a emanet olun, en büyük dua. Allah sizden razı olsun, manasına gelir.

Çok yaşayın. Çok halim olun. İyi günler göresiniz inşallah.

Cemâl-i, Kemâl-i Muhammedî’yi müşerref kılasın.

Allah sizden razı olsun.

11 Nisan 1997 Cuma